Yeşil Mimari-Arsa Seçimi & Alanın Sürdürülebilirliği

ARSA SEÇİMİ

Bu Dünya’da bir yapı inşa edeceksek her şeyden önce ona uygun bir yer belirlememiz gerekir. Peki nelere dikkat edilmeli?

1-) Değerli arazilerin korunması
Tarıma elverişli yerler, sulak alanlar, daha önce gelişmemiş göl-dere- deniz gibi su kenarı alanlar yapılaşmaya karşı korunmalıdır. Ayrıca alanın belli canlılar-özellikle türü tehlike altında olanlar- için habitat olması veya alanda ağaçların bulunması başka arsalar tercih edilmesini gerektirir.
Üzerinde daha önce yapılaşma olup yıkılan yerlerin veya terkedilmiş bölgelerdeki arsaların kullanımına öncelik verilmelidir.

2-) Konum ve ulaşım
Gelişmiş bölgelerde bina yapılmalı veya renove edilmelidir. Böylelikle mevcut kent olanakları ve altyapısı kullanılacak, gelişmemiş bölgelelerde ki çevrenin korunması sağlanacaktır.
Yapılacak binaya kolay ulaşım ve yakınında insanların ihtiyaç duydukları ticari-sosyal ve yeşil alanlar olması birçok açıdan avantaj oluşturur. Arsa seçiminde konumun merkezi bölgelerde olmasıyla birlikte toplu taşıma, yürüme, bisiklet kullanma gibi çevreci ulaşım alternatiflerinin tercih edilmesi desteklenmiş olacaktır. Bisiklet parkı, çevreci araçlar ve ingilizcede “carpool” denilen paylaşımlı kullanılan araçlar için otoparklarda özel yerler ayrılması insanlarda farkındalık yaratacak ve bu alternatiflerin kullanımına yönlendirecektir.

ALANIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

Çevreci bir yaklaşımla size uygun arsayı seçtiniz. İnsan eliyle burada bir yapılaşma gerçekleştirilecek, bu bir bina veya bir park bile olabilir. Bilmek gerekir ki bu süreçten sonra o alan eskisi gibi olmayacaktır. Toprağın altında veya üstünde yaşayan canlılar bundan etkilenecek, belki bazılarının yaşam alanı yok olacak. O alana düşen yağmur toprağa karışamayacak, sert zeminlerden akarak şehir kanalizasyon hatlarında toplanacak ve yapılaşma arttıkça o bölgedeki yeraltı suları yok olacak, toprak kalitesi değişime uğrayacak.

Tüm bunlar düşünülünce en az zararla bu yapılaşma faaliyeti nasıl gerçekleştirilir, sürdürülebilirlik için nasıl kararlar alınmalıdır sorularına cevaben önce alan analizi yapılmalıdır. İklim, arsa topoğrafyası, jeolojik ve hidrolojik durumu, bitkisel yapısı, sahip olduğu avantaj ve dezavantajlar hakkında bilgi toplanmalıdır.
Alanın sürdürülebilirliği için kısaca yapılabileceklerden bahsedelim.

1-) Arsa kullanımı
Sürdürülebilirlik kavramına uygun arsa kullanımında mantıklı olan mevcudu değerlendirmek veya geliştirmek, doğal alanları ise korumaktır. Başka bir deyişle çevreye en az düzeyde rahatsızlık vermektir. Alınabilecek basit ama çevreyi korumada etkili kararlardan diğer birisi yapı oturumunu minimize etmek ve yeşil alanlara geniş yer ayırmaktır.

2-) Yağmur suyu kazanımı
Ülkemizde çoğu kentte halen yağmur suyu hatları bulunmuyor. Birçok kent ve küçük yerleşim bölgelerinde bina çatıları, yol ve kaldırımlardan toplanan yağmur suyu kanalizasyona akmaktadır. Bölgede yağmur suyu hattı olsa ve toplanan yağmur dere, ırmak, göl gibi doğal bir su kaynağına aktarılsa bile detaylı düşündüğümüzde bunun çevreye yine bir katkısı olmadığını görüyoruz.
Çünkü bahsettiğimiz sert zemin ve yüzeylerde bulunan kirli maddeler -özellikle kimyasalllar- yağmur suyu ile birlikte toplanarak su kaynaklarını kirletiyor. Dolayısıyla yağmur suyunu nicelik ve nitelik olarak kontrol etmemiz gerekiyor. Yol ve meydan gibi bina dışı alanların zeminlerinde yağmur suyunun toprağa ulaşmasını sağlayan “geçirgen malzemeler” kullanılması iyi bir çözüm olup çim taşı buna güzel bir örnektir. Su geçirimsiz yüzeyler ve çatılardan akan yağmur suyu ise yağmur bahçesi, biyo-çukur gibi peyzaj düzenlemeleri ile toplanarak filtrelenebilir ve çevreye yeniden kazandırılabilir.

3-) Isı adası etkisini azaltmak
Kentsel gelişimle birlikte azalan yeşil alanlar, bina ve ortak alanlarda kullanılan malzemelerden dolayı yoğun yerleşim bölgelerindeki ısı yükselmektedir. Kentlerde merkez ve çevre bölgeler arasındaki sıcaklık farkı 5 °C’ye kadar çıkabilmektedir. Yeşil alanları ve ağaçları arttırmanın yanısıra otoparklarda, çatılarda, yürüme yolları, meydanlar, vb. alanlarda yansıtıcı özelliği olan ve açık renkli malzemelerin kullanılması güneş ışınlarını dağıtarak ısı adası etkisini azaltacaktır.

4-) Işık kirliliğini azaltmak
Birçok canlı fazla ışıktan olumsuz etkilenmektedir. Işık, geceleri dinlenen canlıları rahatsız etmekte, canlıların gece-gündüz algısını ve biyolojik ritmini bozmaktadır. Dolayısıyla ışık yalnızca gerektiği kadar kullanılmalıdır. İç mekân aydınlatması eğer dış ortamı etkiliyorsa gece 23.00 ve sabah 5.00 arası aydınlatma seviyesi düşürülmeli, dış aydınlatma için ise minimum seviyede tutulmalıdır.
Işık kirliliğini önlemek için dünyada “Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği”, “Yıldızlı Gökyüzünü Koruma Birliği” gibi topluluklar çalışmaktadır.